Hakan Güldağ ve Ali Ağaoğlu: 'Yabancılar Sömürüyor' İfadesine Sert Tepki!
Bu haftaki Şans Sohbetleri'nde gazeteci Hakan Güldağ ve ekonomist Ali Ağaoğlu, Merkez Bankası'nın perşembe günü duyurduğu enflasyon raporundaki tahmin ve ara hedefleri ile döviz hareketlerini ele alıyor. Güldağ, kurda hassas ayarın TL'den dövize yönelimi belirleyeceğini vurguladı ve dışardan para çekmenin güçlüğüne dikkat çekerek dövizin kontrolünün yavaş yavaş kaybedileceğini belirtti.

Bu haftaki Şans Sohbetleri programında ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) enflasyon raporu üzerinden carry trade uygulamalarını ve döviz kurlarını ele aldı.
Güldağ: Merkez Bankası'nın "tahmin" ve "ara hedef" kavramları arasında bir ayrım yapmasının olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Ancak, Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay'ın "düşük oranda bir TL değerliliği ya da kayda değer olmayan bir TL değer kaybı yaşanabilir" açıklaması dikkatimi çekti. Bu ifadeyi, "kur üzerindeki baskı azalacak" şeklinde yorumladım.
Ağaoğlu: Temel politikada herhangi bir değişiklik olduğu yönünde bir işaret yok. Eğer pozitif reel faiz sunmaya devam edersek, TL'ye olan ilgi sürer. Başkan Yardımcısı Hatice Karahan’ın belirttiği gibi, döviz rezervleri güçlenmeye devam edecek. Merkez Bankası şu anda piyasadan 600 milyar lira çekiyor. Bu, döviz satın alıp TL veriyorum anlamına geliyor. Verdiğim TL'yi yeniden piyasalardan çekerek sterilize ediyorum. Şu anda Merkez Bankası döviz alıcısı konumunda. Dışarıda büyük ve ani hareketler beklememek lazım.
Güldağ: Böyle bir durum yok, ama gördüğüm kadarıyla döviz konusunda yavaş yavaş bir gevşeme sağlanacak. Kurun hassas dengesi, TL'den dövize geçiş olup olmamasıyla belirlenecek. Rezervlere baktığımızda, Merkez'in kontrol gücünün olduğunu görebiliyoruz. Ancak dışardan para çekme kapasitemiz sınırlı. Gelen paralar genellikle bizden daha önce çıkıp dışarıya park eden paralar. Şu an yabancı yatırımcılar biraz temkinli yaklaşıyor. "Bu dövizi şimdi tutuyorsunuz ama aniden bırakırsanız, yatırımım heba olur" düşüncesiyle uzak duruyorlar. Muhtemelen "önce kurlar yükselsin, sonra bakalım" diye düşünüyorlar. Gelen ve gidenler çoğunlukla carry-trade yatırımı yapanlar. Devlet tahvili faizlerinin azalması olumlu fakat son dönemde kaynak elde edilen uluslararası yatırım bankalarından gelen "TL değer kaybediyor" uyarıları da dikkat çekiyor.
Ağaoğlu: 19 Mart'taki rezerv kayıplarının önemli bir kısmı teknik olarak geri kazanıldı. İhracatçılardan alınan zorunlu döviz dönüşleri ve reeskont kredisi ödemeleri nedeniyle. Yabancı yatırımlar oldukça minimal. Yıl başından bu yana Türkiye'ye gelen yaklaşık 18-20 milyar dolardan, 13-14 milyarı geri çıktı. Türkiye'de kalan yabancı para oranı 3-4 milyar doları geçmiyor. Şunu vurgulamak istiyorum: "Yabancı Türkiye’yi sömürüyor" gibi yorumlar gerçekçi değil. Carry trade uygulayanların yüzde 85-90'ı Türk yatırımcılardır ve bu alandaki kazançların çoğu Türkler tarafından elde ediliyor. Carry trade, düşük faizli bir para biriminden borç alarak yüksek faizli bir para birimine yatırım yapıp reel kazanç sağlama sürecidir ve bu parayı yabancılara değil, kendi yatırımcılarımıza veriyoruz. Türk şirketlerinin döviz kredisine yönelmesi de aslında bir carry trade işlemi olarak değerlendirilir. Zira Türkiye'ye yönelik büyük bir yabancı yatırım ilgisi bulunmuyor. Yabancıların swap, hisse ve tahvil yatırımları oldukça dar çerçevede kalıyor. Carry trade uygulamanın en yoğun şekilde Türk yatırımcılar tarafından yapıldığını söyleyebilirim.
Altın ve Gümüşte Düzeltme Süreci
Güldağ: Günümüz jeopolitik belirsizliklerinde altınla ilgili beklentilerin neler?
Ağaoğlu: Altın, gümüş ve euro/dolar paritesinde önemli bir düzeltme dönemine girdiğimizi söyleyebilirim. Trump ve Putin’in görüşmeleri sonrası gelişmelerin etkili olması bekleniyor. Eğer bir ateşkes sağlanırsa, altın ve gümüş fiyatlarında bir miktar düzeltme yaşanabilir. Fed'in hemen faizi düşürmeyeceği beklentisiyle, bu düzeltme 3275 dolar seviyesinin altına inebilir. Gümüşte ise 36,75-37,25 bantlarında bir düzeltme süreci var. Eğer durum kötüleşirse, altın fiyatlarında yeni bir rekor görebiliriz. Kısa vadede faiz indirimleri ve jeopolitik gelişmeler altın fiyatlarını şekillendirecek.
TCMB Neden Petrol Tahminini Yükseltti?
Güldağ: Merkez Bankası, son enflasyon raporunda petrol fiyatlarıyla ilgili tahminlerini yukarıya revize etti. Ancak beklentiler bunun tersi yönde ilerliyor...
Ağaoğlu: İran ve İsrail arasındaki 12 günlük çatışmalar dolayısıyla petrol fiyatlarının 77 dolara çıktığı seviyeler dikkate alınmış olabilir. Bu yıl için petrol tahmini 65,8 dolardan 69,8 dolara, 2026 yılı içinse 60,6 dolardan 64,4 dolara yükseltilmiş durumda. 70 dolar varil başına petrol fiyatı bana fazla geliyor. Jeopolitik gerilimler devam etmesine rağmen, aşırı bir gelişme olmazsa petrol fiyatlarının düşmeye devam edeceğini düşünüyorum. Hatta önümüzdeki yıl 55 dolara kadar gerileyebileceğini öngörüyorum. Merkez Bankası'nın tahminlerini yukarı çekmesi, bankanın stratejik bir tercihinin sonucu olarak değerlendirilebilir.
Güldağ: Bu durum, "işini kış tut, yaz çıkarsa bakarsın" misali bir önlem mi?
Ağaoğlu: Belki de Merkez, petrol fiyatlarını yukarıda tutarak kendisine bir "yastık" hazırlamak istemektedir ve ardından "artık gerek yok" diyerek bunu olumlu bir şekilde kullanmayı planlıyordur.